29 Kasım 2016 Salı

kızılderili

ve eğer bilseydim,
seni fransızca öper
sana italyanca sarılırdım,
şimdi ise bir kızılderiliyim karşında,
ilk insanım,
yüreğinde kendimi icat edeceğim,
ateşle,

model

fiyakasız eski bir modelim,
renkli ışıklarla bezensem de,
sırıtıyorum aranızda,
masmavi
ruhumla,

seccade

güneşe çıkmış,
yaşlı bir dede,
yalnızlığı
gözlük,
ağrısı
diz,
sevinci
diş,
ruhu
seccade,
huzuru
kuran,
beklediği,
ölüm,

boğdum

bir gece düşümde gördüm çocukluğumu,
uyuyordu,
ve gece vakti,
nefesimden dahi rahatsız olmasın diye,
kendimi boğdum,
ellerimle,

26 Kasım 2016 Cumartesi

kedi

kedileri sevmezdi,
beni kedilere benzetirdi bazen,
beni severdi,
ben sokakta dolaşan yeşil bir kedi,
üşüyorum,
şiir bile ısıtamıyor içimi bazen,
türküler sarıyorum kendime
çare olmuyor,
kitaplar örtünüyorum nafile,
merdiven inerken
ve çıkarken de ayrıca,
üşüyorum,

25 Kasım 2016 Cuma

yasa

o denize karşıydı bende ona,
hükümetin yaptığı yasaya karşı olmaktan farklıydı biraz,
sevecendi,
içtendi,
çayı demler,
sohbete dalıp ocakta unuturduk,
güzeldi,
ve uzaktı...
dağları denize paralel,
sandalyesi dik uzanırdı,
benim ellerim ise uzanmazdı,
uslanmaz bir yaraydım hücremde,
elleri bana da uzandı,
doğayı,
yeşili,
birde kollarını açmayı severdi,
kuşlara tutuna tutuna gezer,
ağaçlara salıncaklar kurar,
uçsuz bucaksız yollar da,
kaybolmak isterdi,
yüreği sıcacıktı,
kışın bile,
ve bana ait olan her şey,
biraz da onundu,

omuz

dökülüyorum dünyana, mevsim
belki bir gün şehrine gelirim,
zıplaya zıplaya,
yüreğinde ki,
ve eğer gelirsem,
sonbahar isterim,
saçların,
omzuma
dökülsün isterim,

toros

dalları incecik bir ağaç
mevsime direnen,
lambası patlamış bir sokak lambası
karanlığa direnen,
uzan zaman önce sönmüş bir dağ
soğuğa direnen,
dönemin en çekicisi, şimdinin eskisi Toros
yollara direnen,
yer yer çatlamış yol
yağmura direnen,
ve otobüs camında ben,
kendine direnen,

20 Kasım 2016 Pazar

vahşi

bir nakliye dükkanı açacak
silaha,
bir anıyı besleyecek
güce
sahip değilim,
vahşi, yırtıcı hikayelerim var benim,
kopan parçalarım var
kanayan yerlerim var
hepsi dağdan inmiş bir çakal sürüsüne ziyafet,
parçalanmış hayallerimden
tekrar parçalanıyorum
yalın ayak, bir başıma
parçadan bütüne gidiyorum,
uzanıyorum kumsalın en kızgın yerine,
meyvelerim düşmüş yerlere,
hepsi çürük,
dağılmış pazar yeri huzurum,
tuzlu sular basıyorum yaralarıma,
sonra gidip bir su tabancayla,
bütün kapıları vuruyorum,
elimde bir simitle
hayata
bakış açımı doyuruyorum,
ve kendimi öldürmeye,
ayaklarımdan başlıyorum,
patiklerimle,

13 Kasım 2016 Pazar

örümceklerin üzerimde ki
ağlar,
siz bilmezsiniz,
örümcekler de
ağlar,

12 Kasım 2016 Cumartesi

şiir

elbette
tüm yaşanılanlar şiir,
gerçek hayatta
olmaz böyle,
bir takım
hüzünlü,
şeyler
ve daha da
şiir olunabilirdi
kalem
tükenmeseydi

devlet

aynası kirli,
hükümeti düşmüş bir devlet büyüğü
sakallı,
mütemadiyen,

karga

gökyüzü mahkumu bir karga,
yüzyıllık yalnızlık,
içinden,
keşke bir fil olsaydım da
bir su kenarında sıcak yaz günlerinde
hortumumla ıslanıp serinleseydim
der,
kafesine mahkum,
ziyaretçilerini
bekliyor,
kabuklu yiyecekle de olsa
geliniz

Erciyes

Erciyes,
beni sever,
çünkü Erciyes'e kar,
ben üşüdüğümde yağar
ve sen olsan olsan
Erciyes olursun,
bu şehirde

atkı

karşında bir ağaç gibi dimdik duruyorum,
bilirsin,
bu mevsim yapraklarımı ayaklarına seriyorum,
kimsenin okumaya cesaret edemediği kitapları sana okuyor,
sabah öğle akşam şiirini eksik etmiyorum,
ceketimi taşıyamadıkları için
bütün kapılarım harap,
ceketim hep elimde,
ve inanıyorum ki
bir elime seni
bir elime ceketimi verseler
aşağı yukarı böyle bir hayattan daha iyisi,
olurdu,
atkı ile boğmak istiyorum kendimi,
annemin patlıcanları gibi
kendimi ipe dizmek istiyorum,
kaç taneyim,
saymadım,
bilirim seversin patlıcanı,
oysa ben bir patlıcan bile olamıyorum,
perdeler çekiliyor dünyaya
günler delip geçiyor sırayla,
ben ise bir köşeden fotosentezle,
seni izliyorum,

ateş

sana ateş olanı söndürürsen
ısınamazsın

aslan

aslan bile yıkılır kederden,
hani şu ormanın kralı dedikleri
aslan bile,

2 Kasım 2016 Çarşamba

kerpiç ev

ekmeğime katık ediyorum yaprakları,
sonbahardan kaçırıyorum,
gözüm doysun diye,
okyanusları içiyorum ,
bir kaşık su boyumu aşıyor,
leylasız diyarlardan geliyorum,
kimsenin ağlamasını görecek kadar 
yanımda olmasını da istemiyorum artık,
güneş ışıkları teğet geçiyor yüreğimi,
kerpiçten bir evde üşümemek için,
odun toplamaya gidiyorum,
mevsimsiz topraklara,
altı ay gündüz, altı ay yalnızım,