1 Ocak 2017 Pazar

çam

tabure ve çam ağaçlarının sohbetine şahit olmak adına,
damdan düşer gibi
geçtim karşılarına,
bana da bir çay söylediler,
gördün mü dedi çam,
oturduğumuz masayı göstererek,
nereden nereye?

fena

sırılsıklam olmuşum dedi çantam,
bazen dedim olur öyle,
hem fena mı belki ruhun temizlenir,
ama seninde ayakların ıslanmış, dedi,
desene dedim ayakkabılarım bulutlanmış,

çay bardağı

mesafeli yolların düşmanı bir karınca,
hiç çay bardağında kahve içmemiş
lakin en içten şiirleri
geceleri karnına dizlerini çekerek okumuş,
güzelliğini anasından babasından değil,
tabiattan almış,
bütün kırlar karşısında selam durmuş,
koşar adım değil,
ağır ağır başlamış sevmeye
ve sevdiği her saniye,
çekirdek kabuğu taşımış sırtında
ölene dek,
kim bilir,
belki sırtımı döndüğüm yerden 
bana bakıyordur,