28 Haziran 2015 Pazar

Şairin bahsettiği haziran sonunda çocukluğu yakma işi hiçte fena bir fikir değildi, çocukluk çok büyük geliyordu ruhuma ve yaz mevsimi en ideal zamandı, ateş için.
Ben buna karar verdikten hemen sonra şehre yağmur başladı ve haziran boyunca durmadı, yazın tam ortasında üşüyorsam beni tanımıyorsunuz demektir.
Tanrının balkona astığı şehir, kurumak bilmiyordu ve hep alt komşuyu rahatsız ediyordu damlaları, 
bu gök bir gün komple yerle bir olucak
o zaman bütün kavgalar ve hüzünler son bulacak
Eğer bunu sen unutursan, bana unuttuma, hatırlat.

8 Haziran 2015 Pazartesi

Beni bekleme kaptan!

anladığım kadarıyla
her şeyi yapabilecek kadar büyük,
bir şeyleri yapamayacak kadar küçükmüşüm...
bu zamanlar,
Don Kişot'u bir roman kahramanı olarak değil de
yazım yanlışı yapılmış bir pazarcı esnafı tabelası olarak algıladığım
bir şeyin karşıtının hep hüzün vermek zorunda olduğu
hüzün düzeyimin ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin üstünde olduğu
içimin içime büyük geldiği
zamanlar...
beni insanlar büyüttü
elleriyle değil, dilleriyle...
ağzımın ucunda durur da bir cümleye yerleştiremem kelimeleri.
belki de kitaplar yazarım ardına
ama bıraktığım gibi asla bulamam seni,
türkünün birinde bahsin geçiyordu, sonra fark ettim ki
söyleyen de dertliydi dinleyen de.
velhasıl ne ben anlatabilirim, ne de siz anlayabilirsiniz
okyanusun maviliğinin üstünde,
taşı tam ortasına atıyorum geminin, batıyorum!