7 Haziran 2014 Cumartesi

Gün(b)aydın

Gece yolculuğunun verdiği haz ve yapmış olduğu can sıkıntısı arasında gidip gelirken gökyüzüne kaldırdım kafanı, kendini örtmüş bir çarşaflı kadın gibi simsiyahdı, göz gözü görmüyordu.
Dağ tepeleri görünmeye başladı, nerede olduğumun önemi yoktu, batıdan doğuya yaptığım bir yolculuk olarak varsaydığım seyahat, artık niyetini belli etmişti. Geldiğim yerden bir farkı yoktu gideceğim yerin, örneklerle açıklamıştı yollar, düzlükler, evler, insanlar....
Koca küpten, 3 adet altın çıkması gibi bir hayalkırılığıydı bu, aslında Dünya başlı başına bir hayal kırıklığı.
Sağlam olan hayallerimiz yok.
Hayallerimiz ya gerçekleşmiş, ya da gerçekleşmemiş.
Bizi bağlayan, tutku yaşatan ve o uğurda yaşatan hayaller rüyalarda dahi azaldı.
Güneş kendini gösterdi, karanlığa yazılabilecek sayfalarca kelime ve cümle varken, aydınlık öylesine mide bulandırıcı.
Gün(b)aydın.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Bazen gözleri konuşurdu,
gözlerini tıpkı ağzı gibi kullanırdı,
bakınca anlardım,
gözüne baktım, ıslaktı,
su içiyor sandım,
ağlıyormuş,
ağlarken görmemiştim
bilemedim.

1 Haziran 2014 Pazar

ne kadar uzak olsa,
o kadar iyiydi,
o uzağı çok sevdi,
fakat uzak onu sevemedi.