8 Ağustos 2014 Cuma

Ruh sana.

Ruhumuz, hiçbir paragrafın giriş cümlesi olamıyordu,
hiçbir şıkkın doğru cevabına atanamamıştı.
Türkiye'de ki boşta öğretmen sayısı ile eş değerdi.
yahut bir bitki de çiçek olamamıştı, ya sapıydı, ya da kökü.
çocuklara alınan bayramlık olamamıştı, sıradan günlük kıyafetti, ya işenmişti üstüne ya da yemek dökülmüştü.
Şöyle bir şelale olamadı doğada, olsa olsa bir bataklıktı fabrikaların atık yuvası olan.
başarılı bir öğrenci olamadı okulda, ya sınıftan atıldı, ya da ders alınmadı.
Aslına bakarsan ruh kendine bir yol bulamadı, çok istedi sevilmeyi, en çok nefret edilen yine kendisiydi.
Bedenle aynı yerde olamadı, ya içindeydi insanın, ya da dışında.